Daha çok konuşmak isterdim seninle daha güzel gülümsemeler bırakmak arkamızda sen yürürken...çaresizce değil ama bilerek çoğu şeyi..bilinmezliklere sığınarak değil..Daha cesur olmak isterdim yarattığımız evrende,saklanmaktan çok konuşmaktı en eski koltuklarda isteğim.Dökülmüş duvarların arkadasında en korkunç pozu vermek,daha doğal olmaktı şimdi ve kamerama daha mutlu yüzler yerleştirmek.Sen olsaydın içinde ve en mutlu andan bir tablo bize ait,karakalemlerle yazılsaydı tarihi,her şeyi gömmeseydik.
En derin uykumdayım şimdi ve serinliktir tenime vuran sabahın.Sessizliği vardı uykunun en derininden ışık yoktu daha ve yazmaktaydım ben önümüzdeki en uzun oyunun kasvetle.Sesi vardı yağmurun,harflerin yeri karışıyordu ve dualar okunuyordu senin sesinin eşliğinde.Renkler yerine oturmuş biraz,turuncular sarılar kaybolmuş doğamdan ve cesurdum evet biraz daha.Usulca çıktım evimden almadım anahtarımı belki geri dönmem diye.Yürüdüm sessizlikte adımlarım korkaktı biraz ve yine battı çivilerim kanatarak topuklarıma.Durmadım her şeye rağmen.Israrlıydı arzularım.Yakınken sana,bu kadar bekledim.Haykırışların duyuldu eşiklerden ve sakindi ellerim bu kez.Koşarak döndüm ağır ağır teptiğim yolu.Ağladım sessizce sabahın sessizliğini bozmamak için.En iyisiydi gitmek ve duymamak bir daha çığlıklarını daha da uzak olmak ve daha soğuk..Belki de tek isteğimdi uyumadan önce,görmek son bir kez daha seni..Bir iki ufak eşyam vardı sende kalan onları almak senin elinden.Son dilekti gitme dediğini duymak,ama yalandı hayaldi her şey gözlerimdeki ufak pusular sabah serinliğimde son kez bakmaktı isteğim aynı noktaya seninle sımsıkı sarılarak.Soğuğuma rağmen ve benim kalabalıklarıma...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder