21 Haziran 2008 Cumartesi

Tanrı'mla bir kez konuştum ben!

Ne olur sadece bir kez gülümset!Bir kez kusar gibi verdiklerine inleterek ortalığı gülmeme izin ver.Sadece bir kez...Çocukken oyunlarım sıradan olsaydı yada bir elimde mumla arasaydım babamı..Oyuncaklarım parçalanmasaydı her dokunduğumda,özlemeseydim annemi uyurken kucağında..Ne olur bir kez gelmeden önce yanına,gülümset!
Bak sahnemdeyim şimdi.Kendimi sen sandığım yerdeyim.Oyun ben nerede istersem öyle bitecek.Gülen gözlerim var senin yarattıklarını izlerken.Onlar zanneder ki izlenen benim o büyük boşlukta.Bak gördün mü büyüdüm ben,ama çantamda umutlarım var hala.Bir de hayalleri yarım kalan hepsi..
Neredeydim ben anlatsana bir kez bana.. Ne olur..Sadece bir kez bana senin yanından söz et..Göstermeden önce bana bu rezilliği neredeydim ben?En son bir yer vardı hatırladığım.Anlatmamı ister misin?Beni dinlemene çok ihtiyacım var.Bir kereliğine sadece beni dinler misin?
Beyazdı duvarları,çıkışı y0ktu onlar istemeden.Konuşurdum cevap veren olmazdı ağlardım hatta ama annem duymazdı,DUYAMAZDI!Bir hikaye anlatmıştım hayali arkadaşlarıma.Küçük bir kız vardı sadece gülen gözleri görmeye ihtiyacı olan.O kadar küçüktü ki parmak uçlarıyla havalanırdı yatakta uyuyan annesinin nefesin dinlemek için..uyumadan önce duymazsa o sesi kirpikleri batardı acıtarak.Oysa o acıyı kaldıracak bedene sahip değildi zaten ruhu da hastaydı son zamanlarda.Saçları bukle bukleydi ve beline kadar uzanırdı biraz daha büyüdüğünde kazıtasaya kadar hepsini..O,kendi yarattığı masalların prensesiydi çok daha küçükken.Uyumadan önce bulutlardan yastık yaptığı diyarında harikalar yaratırdı kendine.Duymamak için küfürleri ve çığlıkları şarkı söylerdi kulaklarını tıkayarak.Kurtar derdi beni bu büyük burunlu,kırmızı gözlü canavardan! Büyüdükçe değişti tesellileri.Bağırdı nereye duyuracağını bilmeden.Yeterki güzel olsun dedi her şey.Aşka güvendi.Belki dedi başka bir erkek başka bir kahraman götürecek beni bulutlarıma.İlk aşkıydı onu uyutmayan gece,onu bedeni küçücükken tokatlayan.Hala da aşık ona hala!Aşkın olmadığını gördü ufacık serüveninde.Başka hiç biri ona ömrü boyunca gülümseyemeyecekti aynı sevgiyle.Neler yapıyordu en son hatırlamıyor şimdi.Gördüğü en son dört beyaz duvardı.Sorularına,söylediklerine cevap alamadı hiç.Benim en güçlü kurtarıcım,ben diyarımdaki en yakışıklı ve en büyük kanatlı ucubem,benim ama sadece benim meleğim,BABAM!sadece elimi tut dedi ve kurtar beni buradan.Çaresizdi gerçekten çaresiz..Görseydi küçük meleğini burada kilitli ve duysaydı prensesin hıçkırıklarını gelirdi belki kurtarmak için..belki..
Gelmedi ama üzülmedi ufaklık..Artık yatağa uzanmak için parmakuçlarına ihtiyacı yoktu.O gün kilitleri kırma günüydü.Ufak bavuluyla uzaklaştı beyaz duvarlardan.Uyuşmuştu biraz bedeni,morluklara da sahipti açıkcası ama hiççç üzülmedi.Kanatlarını kazandı yeniden.Evine gidecek ve derin bir uykuya dalacaktı.Rüyasında diyarına gidecek ve kurtarıcısına sarılacaktı..Sarıldı da...
Şimdi ne olur bir kez anlat bana benim hikayemi..Ben neredeydim yada ne renkti kanatlarım..Annem yine orada mıydı kucaklamak için beni?Neden konuşmuyorsun ki benimle hiç?Neden susuyorsun hep?Sadece hikayemi dinlemeye ihtiyacım var..sadece belki bir ihtimalle yalan olduğunu duymak için...

Hiç yorum yok: